Naz benim ilk çocuğum. Bu güne kadar her şeyin en iyisini yapmaya çalıştım onun için. Hiç kimseden yardım almadan, yemeğine, temizliğine, onunla konuştuğum her kelimeye kadar dikkat ettim hep. Çok sabırlı anne olacağıma söz verdim kendime. Ona hissettirmek istediğim tek şey iyi bir anne olduğumdu. Gerçekten de şu ana kadar her şey çok güzel ilerliyordu, bir tek uyku eğitiminden başka… Ne yaptıysam, farklı yollar bile denesem de yapamadım. Artık akşamları Naz’ın uyku saatinin gelmesi benim için kabus gibi bir şeydi. Saçımla oynayarak uyuyordu ve gece 4-5 kere uyanıyor, ağlıyordu. Ve gerçekten de ne kadar sabırlı bir anne olursanız olun, bir çocuğun düzenli bir uykusu yoksa hiç bir işe yaramıyor. Ta ki Ömür Atalı ile tanışana kadar…

Kabus olan hayatım değişti. Hiç inanmadığım bir şey oldu, yani bana imkansız gibi görünüyordu. “Nasıl yani? Kızımı odaya bırakıp çıkacağım ve kızım ağlamadan kendi kendisine uyuyacak değil mi?” Evet, öyle de oldu. Ömür Hanım, büyük yardımı ile, bu rejime başladığım ilk günlerdeki Nazın ağlamasıyla ilgili çok tedirgin olduğum konularda, benimle konuşup doğruları bana göstermesi ile her şey yeniden başladı.

Sanki şu ana kadar hiç hayattan zevk almıyormuşum. Çünkü gerçekten akşamın gelmesini hiç istemiyordum. Normal uyku düzeni olan bir çocuğunuz varsa gerçekten her şey size çok rahat geliyor. Onun gün içinde sizi yorması, kaprisleri, ağlamaları falan ne yaparsa yapsın siz yine de çok rahatsınız. Çünkü bir çocuğu yatağına bırakıp, öpüp, kucaklayıp odadan çıkıyorsanız, inanın o gün içinde yaşadığınız bütün stresi hemen unutuyorsunuz. 🙂

Bir daha Ömür hanıma çok teşekkür ederim yardımlar için..