Her ne kadar ritim size hayal gibi gelse de, çocuklarınıza günlük hayatlarında daha fazla öngörülebilirlik sunmanız güven duygularını daha da arttıracaktır.

Öngörülebilirlik

Öngörülebilirlik ve şeffaflığın anlamı şudur: Biz yetişkinler günümüzün nasıl geçebileceğini kestirebiliriz. Ne kadar telaşlı geçecek olursa olsun, her şeyin nasıl gideceğini öngörebiliriz. Çocukların ise biraz daha netleştirilmeye ihtiyaçları vardır. Onlar kendi günlerini kontrol edemeyebilirler ama, “bütün” resmi görmeye, günün nasıl geçebileceğini anlamaya ihtiyaçları vardır. Çocuklar hayatlarını resimsel olarak yaşarlar, özellikle de küçükken (7 yaş altındayken). “Görüntülere” ihtiyaç duyarlar. Buradaki amacınız, ertesi günü “kafasında canlandırabileceği” bir resim çizmektir. Her şeyi çözümlemiş olmanız gerekmez, güvenebileceği unsurlar sunabilmeniz gerekir. 6 yaşındaki çocuğa annesi veya babası ertesi günü havanın nasıl olacağından ve giysilerini (“Yeni spor ayakkabılarını da koydum, çünkü yarın beden eğitimi dersin var”) nereye koyduğunuzdan bahsedebilirsiniz. Okula nasıl gideceğini söyleyebilirsiniz. Hatta “Okuldan sonra seni ya annen alacak ya da ben alacağım. Bunu henüz bilmiyoruz. Sen okulun bahçesinde beklerken ya benim kırmızı arabamı ya da annenin beyaz arabasını göreceksin” şeklinde konuşabilirsiniz.

Ertesi günü gözden geçirmek çocuğa şu mesajı verir: “Gizli bir ajanda yok.” Aynı zaman da çocuğunuza ertesi günle ilgili belirleyiciler sunarak, birlikte geçirdiğiniz günlere onu da dahil etmiş olursunuz. Yetişkin ve ebeveyn olarak o belirleyiciler arasındaki değişiklikleri sizin yönettiğiniz doğrudur, ama bu şekilde çocuğunuzu tamamen kendi dünyanıza zorlamamış olursunuz. Kendinizi “geminin kaptanı” olarak konumlandırırsınızve bu okyanusta yüzen küçük bir varlık için çok rahatlatıcıdır. “Öngörülebilirlik” sayesinde çocuk ne beklemesi gerektiğini bilir. Ertesi gün, her an neler olabileceği ile ilgili tüm detayların üzerinden geçmeniz gerekmez. “Çok fazla bilgi” güvenlik duygusu yaratmaktan çok çocuğu endişelendirebilir. Hem sürecin hem de verdiğiniz mesajın rahatlatıcı olmasını sağlayın.

3 yaşındaki çocuğunuz oyuna dalmıştır ama 1 saat sonra eşinizi havaalanından almak üzere çıkmanız gerekecektir. Uçağın tam zamanında varma ihtimalini çocuğunuzla konuşabilir misiniz? (Hayır o sadece 3 yaşında) Son dakikaya kadar bekleyip sonra kızınızı kucaklayıp evden çıkabilir misiniz? (Hayır) Onu önceden uyarmak faydalı olacaktır. “Canım, anne birazdan oyuncaklarını toplama zamanının  geldiğini söyleyecek. Şu anda değil ama birkaç dakika sonra sana bunu söyleyeceğim ve oyuncaklarını toplamamız gerekecek.Topladıktan sonra da hava alanına gidip babayı alacağız.” Bu şekilde önceden haber vermek çocuklarda güven ve huzur duygusunu arttırır. Ritimler, işbirliği ve ilişkiler için  zemin hazırlar.

Günlük hayattaki öngörülebilirliğin ve istikrarın en basit ve saf yollarından biri de nezakettir. Nezaket, güven duygusu uyandıran bir iletişim ve etkileşim şeklidir. “Lütfen”, “Teşekkür Ederim”, “Rica Ederim”gibi nezaket sözcükleri ayrıca bir şifredir. Gün içindeki koşuşturmalar, gürültüler, bağırmalar ve seslerden sonra, bu nazik iletişim şekli çocuklara güvenli ve tanıdık bir ninni gibi gelir. Nezaket, aramızdaki bağları, birbirimize olan davranışları teyit eder.

Kaynak: Kim John Payne, Lisa M. Ross, Doğan Kitap