Normal ya da sezaryen doğum olması fark etmeksizin, ilk yarım en geç bir saat içinde bebeğin meme ile buluşması istenir. Bu ilk bir saat bebeğin güçlü ve başarılı bir emme başlatması için en aktif olduğu altın dönemdir. Emzirme serüveninin, bu altın dakikalar ile başlatılarak iki yaş ve sonrasına kadar devam ettirilmesi önerilir.

Bebeğin yenidoğan olarak adlandırıldığı, hayatının ilk 28 gününde emzirilme sıklığı; gündüzleri maksimum iki-üç saatte bir geceleri ise en fazla üç saatte bir olarak, 24 saat içinde 8-12 kez memeye gelmesi beklenir. Bebeğin midesinin küçük oluşu ve anne sütünün kolay sindiriliyor olması düşünülürse bu sıklık normal kabul görecektir. Tabii bunların yanı sıra emme eylemi bebek için karnını doyurmanın çok ötesinde olup, bebekte bağlanma ve güven, annede ise annelik duygusunun gelişimini destekler. Bebeğin, doygunluğunu ve kilo alımını sağlayan sütün yağlı kısmı olarak da bilinen “son süt”e ulaşma süresi ortalama 10-30 dakika arasındadır. Bu süre bebeğin büyümesi ve çene kaslarının güçlenmesiyle birlikte 5-10 dakikaya kadar kısalır. Bu nedenle bebeğin ilk günlerde bir seansta emzirilme süresinin en az 15 dakika olması planlanır. Bebek 15 dakikadan daha uzun süre emmek isterse bir memeyi tamamen boşalttıktan sonra (Bebeğin bir memeyi boşaltma süresi ortalama 30 dakika olarak kabul edilir.) diğer memeyi emmesi istenir. Her bir emzirme seansında iki memenin boşaltılması sütün devamlılığı ve oluşabilecek tıbbi sorunların engellenmesi için önemlidir. Bazı bebekler bir emme seansında her iki memeyi boşaltamayabilir.

Böyle bir durumda memeler boşalmaz ve süt ile dolu kalırsa; meme ucunun düzleşmesiyle bağlantılı olarak bebeğin memeyi kavrarken zorluk yaşamasına, zaman içinde süt miktarının azalmasına, memede doluluk-tıkanıklık oluşmasına ve tıkanıklık sonrasında ise meme iltihaplanması gibi ciddi durumların oluşmasına neden olabilir. Oluşabilecek bu sorunları engellemek için ihtiyaç durumlarında kullanılmak üzere her annenin yanında süt sağım pompası bulundurması önerilir.

Bebeğin emzirilebileceği birçok emzirme yöntemi ve tekniği bulunur. Annenin ve bebeğin rahat ettiği, bebeğin memeyi doğru kavrayabildiği emzirme pozisyonu tercih edilmelidir. En genel ve içgüdüsel olarak kullanılan emzirme pozisyonu bebeğin başının annenin dirseğinin iç kısmına yerleştirildiği, anneye yakın tutulduğu kucak pozisyonudur. Klasik olan bu emzirme pozisyonunun dışında, bebek ve anne çiftinin tıbbi durum ve ihtiyaçlarına göre farklı emzirme pozisyonları da denenebilir. Bebek izin verdiği sürece, gün içinde iki farklı emzirme pozisyonunun tercih edilmesi istenir. Farklı emzirme pozisyonlarının tercih edilmesi; meme ucunda oluşan hassasiyet-yaraların azalmasına ve  süt miktarının artışına olumlu yönde destek sağlayacağı düşünülmektedir.