Oğlumuz Bora doğumdan itibaren; uzun süreli sarılık, gaz sancısı ve kolik gibi problemlerle boğuştu ve ilk 4 ay neredeyse 2 saatten uzun uyku uyumadık. Uyku hormonlarının salgılanmasıyla rahata ereceğimizi söyleyen doktorumuza inanmaktan başka çaremiz yoktu.
Ama aylar geçiyor uyku bozukluğu düzelmiyordu. Bora’nın belirli bir uyku düzeni olmadığı gibi gecede en iyi ihtimalle 4, genellikle de 7-8 kez uyanıyordu. Her uyandığında kucakta sallıyor veya emziriyordum. Yeter ki uyusun da ben de biraz gözlerimi kapatayım diye işleyen her metodu uyguluyordum, ama kucağımda uyuyan Bora yatağa yatırır yatırmaz gözlerini açıyordu ve baştan başlıyorduk! 6. ay itibariyle gece muhallebisi yerse karnı doyar, emmek için uyanmaz diye umutlanıp sabrederken, gece muhallebisi de beklenen mucizeyi gerçekleştirmedi 🙁 7-8-9. Aylar derken, gece ve gündüz uyumadan, depresif, agresif ve bitkin bir halde cinnet geçirmek üzereyken, Uyku Meleklerinin varlığını işittim. 10.ayda Gülüm Hanım’la tanıştık ve hayatımız değişti.
Daha önce blogda yazılanları okumuş, ütopik ve abartılı bulmuştum. Ne yani uyku melekleri bebeklere sihirli bir değnekle mi dokunuyorlardı? Ama gördüm ki, Uyku Melekleri sihir yapmıyormuş, akılcı metotlarla bir beceri kazandırıyorlarmış. Hikayemizi okuyanlara içtenlikle sesleniyorum ki uyku öğrenilebilen bir beceriymiş. Gülüm Hanım’ın anne ve babayı bir psikolog gibi destekleyen yapıcı yaklaşımı, süreç yönetimi, konuya hakimiyeti ve tecrübesi sayesinde, gerçekten zor ve bazen pes etmeye yaklaştığımız, meşakkatli bir eğitim süreci yaşadık.
İstisna gecelerimiz elbette var ama artık Bora kendi kendine uykuya dalıyor, biz kendimize zaman ayırabiliyoruz ve ailecek kesintisiz bir gece uykusu uyuyoruz. Daha mutlu ve daha çok gülümseyen bir aileyiz. Size minnettarız.