Sosyalleşebilme potansiyeli ile doğan sağlıklı bir bebeğin, annesiyle kurduğu ilk ilişki  onun  gelecekte kuracağı tüm sosyal ilişkilerinin temelini oluşturur. Bebek açısından en önemli konu; olabildiğince, doğum sonrası en kısa zamanda annesiyle temas etmesidir. “Bağlantı ortamı” doğumun hemen sonrasında başlar.

Bebeğinizi ilk yarım saat içinde emzirmeye başlamak ve bebeğinizle birlikte aynı odayı paylaşmak;  bebeğinizle aranızda bir bağ oluşmasını sağlar. Sevgi dolu bir ilişkiyi kolaylaştırır.

Anneye güvenli bağlanma; anneden bebeğe akan sıcak sevgi dolu bakışlar ve dokunuşlardır. Emzirme de; sadece fiziksel /biyolojik beslenme değil, aynı zamanda ruhsal bir beslenmedir. Bebekle anne arasında,  duygusal bir beslenme söz konusudur. Emme sırasında, anneyle  bebek arasında arasında duygusal bir alışveriş olur ve göz kontağı kurulur. Anne-bebek iletişiminin en önemli aracının  göz kontağı ve dokunmak olduğu artık bilinmektedir.

Anne sütüyle beslemek, bebekle anne arasındaki psikolojik bağı güçlendirir. En önemlisi anne ile bebek birbirlerinin sıcaklıklığını ve sevgilerini daha yakından hissederler. Bedensel temas, ilk aylarda çok önemlidir. Bedensel temas; annenin kalp ritmi, tenin kokusu, sıcaklığı bebeğin yatışmasına, sakinlemesine ve kendini güvende hissetmesine yarar. Bebeğini kucağında tutan annenin sıcaklığı, gülümsemesi, sakinliği ve gücü bebeğin rahatlamasına yardımcı olur.

Annenin ruhsal durumu bu nokta da büyük önem taşımaktadır. Annenin duygu durumu bebeğin kişilik gelişimini kalıcı olarak etkileyebilmektedir.

Anneyle Kurulan Duygusal Bağın Bebek  Gelişimine Etkileri:

Bebeklerin gelişimi açısından ilk yıl çok kritiktir. Fırsat pencereleri dediğimiz kritik zamanlar vardır. Örneğin; kendini değerli hissetme ve kendine güven ilk 8 ay içinde oluşur. Bu süre içinde değer verilmemiş, yeterince ilgilenilmemiş bir bebeği daha sonra sevildiğine inandırmak zordur.  Beyin sağ ve sol olmak üzere 2 hemisferden meydana gelir. “Sağ beyin” dediğimiz bölümün görevi, duyguları anlamak ve anlamlandırmaktır. Bu bölgeyi geliştiren en önemli unsur ise; bebekle kurulan sağlıklı iletişimdir. Duyguları ve ihtiyaçları; anne tarafından anlaşılan, şefkat ve ilgiyle giderilen bebeklerde anlaşılmanın verdiği rahatlık ve mutluluk vardır. Ayrıca “ben değerliyim, özelim” duyguları da uyandırır. Anlaşılan ve değer verilen bebeklerin, büyüdüklerinde başka insanları  anlayıp değer verdikleri ve daha empatik oldukları araştırmalarla saptanmıştır.

Anne-bebek arasında kurulan bağ ne kadar iyiyse bebeğin ruhsal gelişiminin yanı sıra  fiziksel gelişiminin de o kadar iyi olduğu gözlemlenmiştir. Annenin yüz ifadesi ne kadar pozitif ise, bebek kendini o kadar iyi hissediyor. Biliyoruz ki, kendini iyi hisseden bebeklerde beyin içindeki nörolojik gelişim daha aktif olmaktadır. Yani mutluluğun, sevginin beyni daha iyi geliştirdiği; çocukların konuşmasının, yürümesinin dahi  daha hızlı gerçekleştiği görülmüştür.

İlk sosyalleşme aile ortamında şekillenmeye başlar. Sosyalleşmenin temeli ben ve sen farkındalığıdır. Dolayısıyla diğer kişilere güvenin temeli 0-7 yaş arasındaki  dönemde atılır. Bu durum anneye güvenli bağlanmadan geçer. Anneyle sağlıklı, sağlam güvenli bir ilişki sağlanamadığında, çocuk anne dışındaki  kişilerle, çevresiyle güvenli ilişkiler kurmakta zorluklar yaşar. Bu da ileriki yaşlarda çift ilişkilerine yansır. İlişkiler ‘bağlılık’ esasına dayalı değil, ‘bağımlılık’ esasına göre oluşur ya da eşleriyle, diğer kişilerle “bağlanma zorlukları” yaşarlar. Bağlanmadan, bağımsız olunamaz.

Anneyle doğum öncesinde başlayan bağlanma ilişkisi, insanın tüm yaşamı boyunca devam eder ve hayatının her alanında yaptığı “tercihleri” belirler. Romantik ilişkilerden anne-baba-çocuk ilişkisine, kariyer-iş yaşamından cinsel yaşama, dinsel tutumlardan politik inançlara kadar yaşamın her noktasında bağlanma özelliklerimizin etkileri görülür. Bir organizasyonun; örneğin meslek örgütü, dernek ya da vakfın üyesi olup olmamayı, bir romantik ilişki yaşayıp yaşamamayı, takım tutup tutmamayı ya da meslek seçimlerimizi belirleyen temel etken bağlanma stillerimizdir.

Bu ay, yaşamınızı ve ilişkilerinizi belirleme ve şekillendirme de birincil  olan “Anneyle Sağlıklı, Güvenli Bağlanma” nın önemine dikkat çektik. Önümüzdeki ay “Anneyle Güvenli Bağ” sağlanamadığı durumlarda ne tür temel sorunlar ortaya çıkar ve yaşamınızda önem taşıyan  ikincil bağlanma olan Babayla Bağlanma konuları üzerinde duracağız.