Bizim hikayemizi anlatmadan önce, bu yazıyı okuyanların dikkatini 3 noktaya çekmek istiyorum.

1.       ‘Uyku egitimi mi vereceksin, ağlatacak mısın yani?’ Maalesef uyku eğitimini sadece “bebegi ağlatmak” olarak gören çok fazla kişi var. Kaç kere duydum bilmiyorum. Eminim siz de kiminle bu kararınızı paylaşsanız benzer sözlerle karşılaşacaksınız. Sakın yılmayın, vazgeçmeyin. Göreceksiniz ki öncelikle ağlama kısmı korktuğunuz gibi değil. Ayrıca çocuğunuza bir düzen kazandırıyorsunuz ve bebeğinizin istediği de sadece bu.

2.       “Benim bebeğim uyumaz”, “Bazı bebekler uyumaz”, “Bizimkinin gazı var, dişi çıkıyor, alerjisi var, kolik vb” bin türlü sebep. Peki sorunun bebeğinizde degil de, sizde olacağını hiç düşündünüz mü? Siz hata yapıyor olamaz mısınız? Deneyin. En kötü sonuç bile, sizi bugunkü durumunuzdan daha iyi bir noktaya getirecek.

3.       Uyku eğitiminine inanmayan, bu yazıların gerçekçiliğini sorgulayan, çevresindeki hiç kimseden duymamış olanlara sesleniyorum. Herkesin dilinde ama uygulayan neredeyse yok, degil mi? Siz deneyin. Çevrenize siz örnek olun. Bu yazılanlar ve yaşanılanlar gerçek. Sadece uykuyu değil, çocuğunuza bir davranışı nasıl kazandırabileceğinizi de öğreniyorsunuz. Aslında önce siz eğitiliyorsunuz. Bebeginizi kesinlikle bu eğitimin sonunda daha iyi tanıyorsunuz.

Bizim hikayemize gelirsek, şöyle özetleyebilirim. Karanlık bir odada el yordamıyla feneri ararken, uyku meleğimiz Zeynep Hanım ışığı açtı.

Tüm annelere ve özellikle bebeklere iyi uykular diliyorum…