Uyumayan bir bebek bir kader değildir! Bence sadece kararlılıkla uygulamayı gerektiren metodların bilinmemesidir.
Çok iddialı değil mi? Doğrudur, ama ben buna inanıp yola çıktım ve 45 dakikadan fazla uyumayan oğlum gece boyu uyuyan ve gündüzleri de blok halinde 1-1,5 hatta 2 saat uyuyan bir çocuk oldu. Üstelik de ağlatmadan…
Anne olalı dört yılı geçti ve artık ilk zamanlarda uyku ile yaşadığımız sıkıntıları nasıl halletiğimizi paylaşmanın zamanı geldi. Daha doğrusu zamanı çoktan gelmişdi de benim ruh halim ancak kıvama geldi 🙂
Çok uzun süredir yaşadıklarımı, neler yaptığımı aklımda oluşturduğum deftere yazıyorum 🙂 Beni düzenli olarak internet’de bir yeri güncel tutma düşüncesi korkuttuğu için, teknolojinin içinde yaşamama rağmen, bir blog oluşturmaya cesaret edememiştim. Özgür ruhum sağolsun. Kendimi birşeylere mecbur hissettiğimde bütün enerjim bitiyor 🙁
Eylül ayında, gittiğim astroluğun kaydettiği görüşmemizi dinledikçe (Zeynep – Süzmen Şen- Hanım kulaklarınız çınlıyordur umarım) kendimi kısıtladığım bu korkunun üzerine gitmeye karar verdim. Tabi Mehtap’ın da etkisi yadsınamaz.
Üzerinden üç yıldan fazla bir zaman geçti ama gerek etrafımda benimle aynı sıkıntıları çekenlerle olan fikir alış-verişlerim, gerekse almaya başladığım eğitim sayesinde yaşadıklarımız ve yaptıklarımız aklımda halen taptaze olarak duruyor.
Hatta yaşadıklarımızdan sadece ben birşeyler aktarmıyorum deneyim olarak etrafıma. Oğlumun bakıcı ablası da etrafına birlikte uyguladıklarımızı neler yaptığımızı aktarıyor.
Kısacası eski defterler, tuttuğumuz notlar çıkacak ve herkesle bu macera paylaşılacak…