Ben 11 aylık bir kız bebek annesiyim. Kızım Dila, 2 aylık olana kadar gündüzleri fena uyumuyordu. Ancak, 2. aydan sonra gündüz uykusu bozulmaya başladı; ya da uyuyorsa da çok kaliteli ve uzun bir uykuya geçemiyordu.

İşte burada birinci hata olarak kızımı “ayakta sallamaya“ başladık. 6 aylık olana kadar sadece anne sütü ile beslenen ve dolayısıyla belirli aralıklarla gece ve gündüz meme emen bir bebekti. Gece boyu kalkışlarında emziriyor, ikinci hata olarak “memedeyken uykuya dalmasını bekliyor“ ve uyuyunca usulca yatağa koyuyordum. O nedenle emzirmeye bağlı olarak bu aylardaki uykusuzluğu normal karşılıyorduk.

6. aydan sonra katı gıdaya geçilince herşeyin yoluna gireceğini, çünkü belki de anne sütü yetersiz olup doymadığı için uykusunun iyi olmadığını düşündük. Ancak, aylar ilerliyor iyi beslenmesine rağmen , kızımın uyku problemi, hem gündüz hem gece giderek daha kötüye gidiyordu. Gündüz uyumazsa gece daha iyi uyur diye düşünüp üçüncü hata olarak “gündüz uykusuna önem vermeyip” uyumak istemezse uyutmadık. İşte buradan sonra geceler kabus halini aldı ve kızım 45 dakika da bir uyanmaya başladi. Dila 8 aylık olunca akıllıca birşey yapıp gece emzirmesini kestim (sadece 2 gece meme istedi ve ağladı) ve anne sütünü sadece gündüzleri verdim, fakat bu kaliteli ve uzun bir uyku için yetersiz kaldı çünkü, kızım meme için değil ama ayakta sallanmak için kalkıyordu. Her kalkışında uzun bir ayakta sallama seronomisi başlıyordu…

Bu noktada artık uykusuz ve dolayısıyla depresif ev halkı olarak ne yapacağımızı bilemez, çaresiz bir durumdayken Uyku Meleği (Seride) imdadımıza yetişti. Seride ile kızım Dila 9 aylıkken oturup ilk toplantımızı yaptık. Burada yumuşak bir geçiş için sallarken nerede durmamız gerektiğini ve gündüz uykularının önemini öğrendik. Dila’yı artık eskisi gibi tamamen uyuyana kadar değil, belli bir noktaya kadar sallıyor ve bundan sonraki uykuya dalma işini kendisinin halletmesini sağlıyorduk.

Bir süre sonra ikinci toplantı ile Dila’ya başından sonuna sallanmadan kendi başına uyumayı öğrenmesi için verilecek eğitimi konuştuk. Bu eğitim 15 günlük (hastalıktan doğan uzamalar hariç) bir eğitim olup ilk 3 gecesi zor ve önemli olan bölümüydü… Ancak, hep kendime Seride`nin söylediği cümleyi tekrarladım: “Sadece dayanılacak 3 gece var. Sonrasıında kızım kendisi uyuyacak ve sabaha kadar hiç uyanmayacak. Böylece daha rahatlayacak, dinlenecek ve daha iyi gelişecek.” Sonunda eğitime karalı bir şekilde başladım. O önemli 3 gece için, evden eşimi ve 7 yaşındaki büyük kızımı yolladım. Evet; özellikle ilk 2 gece sanki hiç susmazmış gibi gelen ağlamalar, inanın bitiyor. 3. geceden sonra ağlamalar iyice azaldı. Ben de artık durumu anlamıştım. Sonraki geceler o kadar zor olmadı çünkü artık kızım kendi başına yatağında uyumayı öğrenmişti.

Ve inanmasi güç ama gerçek olan sonuç: Artık Dila’yı uyku saati geldiğinde, uyku öncesi rituellerini tamamladıktan sonra sihirli cümlemiz olan “İYİ UYKULAR” (bu cümle herkese göre değişebilir) ile yatağına bırakıp, odasından çıkıp, kapısını çekiyoruz. Gündüz uykuları daha uzun ve geceleri de artık ilk yatışından sonraki kalkışı “Sabah Uyanma Vakti” olup, 11 saat kesintisiz uyuyor!

Şunu kesin olarak belirtmek isterim ki bu eğitim her bebek annesi tarafından alınması ve uygulanması, gereken bir eğitimdir. Eminim hiçbir anne bebeğini daha kaliteli ve kesintisiz rahat bir uykudan mahrum bırakmak istemez…

SAĞOL SERİDE. İyiki varsın ve bu işi yapıyorsun…

“İYİ UYKULAR”